SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5125 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا الْمُبَارَكُ بْنُ فَضَالَةَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ الْبُنَانِيُّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَجُلًا كَانَ عِنْدَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَمَرَّ بِهِ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي لَأُحِبُّ هَذَا فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَعْلَمْتَهُ قَالَ لَا قَالَ أَعْلِمْهُ قَالَ فَلَحِقَهُ فَقَالَ إِنِّي أُحِبُّكَ فِي اللَّهِ فَقَالَ أَحَبَّكَ الَّذِي أَحْبَبْتَنِي لَهُ

 

Hz. Enes b. Malik'den (rivayet edildiğine göre)

 

Bir adam Peygamber (s.a.v.)'in yanında iken oradan birisi geçmiş de (O adam):

 

Ey Allah'ın Resulü, ben bu adamı seviyorum, demiş. Nebi (s.a.v.) de ona:

 

(Peki sen bu sevgini) kendisine bildirdin mi? demiş.(Adam da):

 

Hayır, cevabım vermiş. Nebi ona:

 

(Git) ona (sevdiğini) bildir, demiş.

 

(Hz. Enes rivayetine devamla) şöyle dedi: Bunun üzerine (bu adam) o kimseye varıp:

 

"Ben seni Allah için seviyorum" dedi, (öbür adam da):

 

Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin, cevabını verdi.

 

 

İzah:

Bu hadis-i şeriflerde bir kimsenin kendinde gördügü nayir(3an dolayı sevdiği bir kimseye bu sevgisi­ni bildirmesi tavsiye edilmektedir. Çünkü bu sevginin bildirilmesi hem onun kalbinde kendisini sevdiğini bildiren bu kimseye karşı bir sevgnin doğmasına, hem de sevgisini bildiren kimsenin kalbindeki sevginin artmasına yol açar.

 

Hattabî'nin açıklamasına göre, bu hadis-i şeriften maksat, "müslümanları birbirlerini Allah için sevmeye teşviktir. Gerçekten bir kimse kar­şısında bulunan bir kimsenin herhangi bir çıkar olmaksızın ivazsız -garaz­sız, karşılıksız, sırf Allah rızası için kendisini sevdiğini bilirse, onun nasihatlanm can kulağıyla dinler, onun dediklerini rahatça kabul edip ken­dini düzeltebilir. Fakat karşıdakinin kendisini sevdiğinden emin olmazsa, onun iyiniyetle yaptığı bütün tavsiyeleri kötüye yorumlar, düşmanca söy­lenmiş bir söz olduğunu zanneder."

 

Kısaca müslüman toplumunda emr-i bilmaruf (iyiliğe davet) nehy-i anilmünker (kötülükten sakındırma) müessesesinin gayesine erişmesi bü­yük Ölçüde bu karşılıklı sevgi ve saygının gönüllere yerleşmesine bağlı­dır.

 

Müslümanlar arasında sevgiyi tavsiye eden hadislerden bazıları şu me­aldedir:

 

1. "Bir adamla kendi arasında bir kardeşlik kuracak olursa ona adını, babasının adını ve kimlerden olduğunu sorsun. Çünkü bu ha­reket samimiyet bağını daha da artırıcıdır."[Tirmizî, zühd]

 

2. "Bir adam Rasûlullah (s.a.v.)'e gelerek: "Ey Allah'ın Resulü kıyamet ne zaman kopacaktır?" dedi. Rasûlullah (s.a.v.) hemen namaza kalktı ve na­mazını bitirince: "Kıyametin ne zaman kopacağını soran kişi nerede?" buyurdu. Adam: "Benim ya Rasûlullah!" dedi (Hz. Nebi de:)

 

Kıyamet için ne hazırladın? diye sordu, adam:

 

Ey Allah'ın Resulü, kıyamet için fazla namaz veya fazla oruç hazır­layamadım, fakat ben Allah'ı ve onun Nebiini seviyorum, dedi. Bu­nun üzerine Rasûîullah (s.a.v.):

 

Kişi sevdiğiyle beraber (haşr olunacak)tır ve sen de sevdiklerinle beraber (haşr edilecek)sin, buyurdu. Müslümanlıktan sonra müslüman-lanh bu söze sevindikleri kadar (başka bir şeye) sevindiklerini görme­dim."

 

Buhari, edailü aşna bin nebiyy, edeb; birr; Tirmizi, Zühd; Ahmed b. Hanbel, III, 104, 110, 165, 167-168, 172-173, 178, 192,200,202,207-208,213, 226, 228, 255, 276, 283, 288.

 

3. Safvân b. Assai (r.a.)'den demiştir ki: Tok sesli bir çöl arabı (Hz. Nebiin huzuruna) geldi ve:

 

Ey Muhammed! İnsan bir cemaati seviyor, fakat kendisi henüz onla­ra (nasib olan seviyeye) ulaşamamış bulunuyor (ise ne olacak)?" dedi bu­nun üzerine Rasûlullah:

 

Kişi sevdikleriyle beraber (haşr edilecek)tir" buyurdu. [Ebû Davud, 5127 nolu hadis; Tirmizî, zühd]

 

4. Hz. Ebu Hureyre'den demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu­lar: "Hiç şüphe yok ki kıyamet gününde Allah:

 

Nerede benim azametim için birbirini sevenler? Benim gölgem­den başka hiçbir gölge bulunmayan bu günde ben onları   (kendileri için özel olarak hazırlamış olduğum) gölgemde gölgelendireceğim, bu­yuracaktır."[Müslim, birr]

 

5. "... Allah buyurdu ki: Benim azametim için birbirlerini seven­ler için (kıyamet gününde) nurdan minberler, vardır ki Nebi ve şehidler onlara imrenirler."[Tirmizi, zühd]

 

6. "Üç şey vardır ki, bunlar kimde bulunursa o kimse imanın tadı­nı bulur:

 

1. Kendisine Allah ve Rasulü başkalarından daha sevimli olmak,

 

2. Sevdiğinizi yalnız Allah için sevmek.

 

3. Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dön­mekten ateşe atılmaktan tiksinir gibi tiksinmek."  Buhari,iman, ikrah, edeb; Müslim,, iman; Ebû Davud, zekat; Nesai, iman; İbn Mace. fiten; Ahmed b. Hanbel, II, 103, 114, 172, 174, 230, 248, 275 288.

 

7. "Allah (özel olarak hazırlamış olduğu) kendi gölgesinden başka bir gölge bulunmadığı bir günde (yani kıyamet gününde)  yedi kişiyi gölgesinde gölgelendirecektir: a. Adaletli hükümdar, b. Allah'a iba­detle yetişen genç, c. Mescidden çıktığı zaman (tekrar) dönünceye ka­dar gönlü mescide asılı (bağlı) olan kişi, d. Allah için biribirini seven ve bu sevgi üzerine toplanıp (bu sevgi üzerine) ayrılan kişiler, e. Yal­nız başına iken (veya riyasız olarak) Allah'ı zikredip gözleri yaşla do­lup taşan kişi, f. Güzel ve soylu bir kadının kendisini çağırması üzerine- Ben Allah'dan korkarım- diyen kişi, g. Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kişi."   Buharî. ezan, zekât. rikak, hudud; Müslim, zekât; Tirmizî, Zühd; Nesai kudât ; Muvatta, şea'r; Ahmed b. Hanbel, II, 439.

 

8. "Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevme­dikçe de (tam) iman etmiş olmazsınız. Ben size birşey göstereyim mi onu yaparsanız sevişirsiniz, aranızda selamı yayınız."[Ebû Davud, edeb]

 

9. Ebû İdris el-Havlânî'den (rivyet edilmiştir): Dedi ki: Dımeşk Cami­sine girmiştim. Bir de baktım ki halk dişleri parlayan güler yüzlü bir ada­mın etrafında toplanmışlar, birşey hakkın-da ihtilaf edince ona müracaat ediyorlardı ve onun sözünü kabul ediyorlardı. Onun kim olduğunu sordu­ğumda;

 

Bu Muaz b Cebel'dir, dediler. Ertesi gün erkenden (mescide) gittim. Onu bulduğumda benden daha erken gelmiş, namaz kılıyordu. Namazını bitirinceye kadar onu bekledim. Sonra huzuruna gittim, selam verdim ve dedim ki:

 

Vallahi ben seni Allah için seviyorum,

 

Vallahi mi, dedi.

 

Vallahi, dedim tekrar:

 

Vallahi mi, dedi,

 

Vallahi dedim, yine:

 

Vallahi mi, dedi,

 

Vallahi dedim. Bunun üzerine abamdan tuttu. Beni yanına çekti ve dedi ki:

 

Seni müjdelerim! -Ben Rasûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu duy­dum. Yüce Allah buyurur ki: Benim rızam için birbirini seven, be­nim rızanı için bir arada oturan, benim rızam için birbirini ziyaret eden ve kendilerini benim rızama adayan kimselere benim muhabbe­tim vâcibtir."[Muvatta, şear; Ahmed b. Hanbel, V, 229, 233, 237, 239, 328.]

 

10. Hz. Ebû Hureyre'den (rivayet edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; 

 

Bir adam başka bir köydeki kardeşini ziyaret etmiş, bunun üze­rine Allah onun için yoluna bir gözcü melek oturtmuş. Adam meleğin yanına gelince (O'na):

 

Nereye gitmek istiyorsun? diye sormuş. Adam:

 

Şu köydeki kardeşime gitmek istiyorum, cevabını vermiş.

 

Onun yanında ıslahına çalıştığın bir ni'metin var mı? diye sor­muş. Adam:

 

Hayır şu kadar var ki ben onu Allah (Azze ve celle) için sevdim, cevabını vermiş; Melek:

 

O halde ben senin o kardeşini Allah için sevdiğin gibi Allah'ın da seni sevdiğini bildirmek üzere Allah'ın sana gönderdiği elçiyim, demiş.[Müslim, birr]